10 Aralık 2010 Cuma

Hayat ve Ölüm.... (Zamansız Ayrılışlar...)

Son bir haftadır ölümü bu kadar yakın hissetmemiştim sanırım kendime... Sebebi ile Tv ekranlarından haberim yok ama Gazetelerden takip edebildiğim kadarıyla Ceyla Gölcüklü isimli bayanın bana ve bi çok insana göre zamansız gitmesi sanırım... Kadıncağızı tanımam etmem ismini bile ilk kez duydum desem yeridir. Ama ölüm haberinin üzerindeki resimdeki iki tane ışıl ışıl parlayan göz fazlasıyla etkiledi beni....

Anladım ki harbiden herşey yalan... Çoğu kez gazete mansetlerinde ölümleri görüyordum zamansız olarak. Ama çoğu kendi ecelleri değildi... Ya katil baba alıyordu canı ya psikopat anne yada cinnet getiren komşu... Tabi gencecik yaşta kimse haketmiyor ölümü... Ne o meşhur gündemde olan ölüm ne de ecelleriyle ölemeyenler...

Hayat aslında o kadar kısa ki sevgili dostlarım üzmemek gerekiyor çevrendekileri... Daha bi sıkı sarılman gerekiyor. Pişmanlıkların keşkelerin olmaması gerekiyor kanımca... Şimdi o medyatik kadına sorsa azrail "Bütün mal varlığının karşısında seni bırakıcam bir kaç gün daha istermisin?" Bnce cevap "evet" olurdu.
Kızına daha bi sıkı sarılır öper koklar son kez,kırdığı kalpleri ufakta olsa onarmaya çalışır pişmanlıkları için çaba sarfederdi az da olsa her insan gbi... Tabi o zaman bu hayat değişmiş olurdu. Gel gelelim ki hiçkimsenin öyle bir şansı yok!! Olmadı! Olmayacakta!!!

Neler yaptığınızın önemi yok(Ne yaptığınıza bağlı birazda) insanlara nası izlenim bıraktığınızda çok önemli zamanlı veya zamansız gidişlerde... Çnkü insanlar sizi hep son gördüğü gbi hatırlarlar... kırdıysanız onu size kızgın,kırgın yada hiç bi sebep yokken ufacık bi gülümseme verdiyseniz mutlu buruk ve hüzünlü ve daime size nefreti olsa bile gülümsemeyle anımsar sizi,sizin ona yaptığınız gbi...

Dün gece uyurken Can Yücel'in bi yazısında dediği gbi gözlerimi kapadım ve cenaze törenimi düşündüm... Bi kenarda annecim sessizce ağlayıp isyan ediyordu. Diğer kenarda da diğerleri... Neyse derine dalıp depresif takılmayalım... Gerek yok...

Sadece tek önerim gerçekten sebepsiz yere etrafınızdaki insanları kırmayın(buna herkes olduğu gbi bende dahil) pişmanlıklarınızı içinize atmayın paylaşın.... sevdiğinizin elinden tutun! Keşke dememek için her cabayı sarfedin! Vicdan azabı ile ölmeyin çnkü... Ve hazır bu yazıyı okumuşken sevdiğinize onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin... gözlerine bakın ve gülümseyin... Anneniz babanız kardeşiniz yada sevgiliniz kim olursa olsun...

Demem o ki canlarım hayatı dolu dolu yaşayın... Öldüğünüzde ruhunuz tekrar can bulup yukarıdan izlerken aşağıda olup biteni yüreğiniz ferah olsun... Huzur içinde yatabilesiniz...

7 Aralık 2010 Salı

I love you phillip morris

Yine bir film yorumu yazacağım nacizane :) Filmin konusu geçen seferki olduğu gbi Eşcinsel bir aşkı anlatan bir film...

İzlediğim ve izleyenlerden duyduğum yorum kadarıyla orta şekerli bir film... Ama filmde Jim Carrey başrolü oynadığı için kurtarmış bnce... Konusu kurgusu da hoşuma gitti... İzlenebilitesi olan bir film... Sıkmadan baymadan akan bir film desem daha doğru olur...
Filmin konusu Dolandırıcı bi adam hapse düşüyor,hapiste bir adamla tanışıyor ve sırılsıklam aşık oluyor çeşitli katakulli ile hapisten çıkıyor fakat sevgilisine verdiği sözü unutuyor. Bir daha dolandırıcılık yapmayacağım...
Bunun üzerine akan olaylar yaşanan şanssızlıklar vs vs...

Bir arkadaşım sevmedim ben yarıda bıraktım dedi fakat bana görede süper ötesi olmasada izlenebilicek kıvamda eğlenceli bir film... Boş bi vaktiniz varsa DVD'de izleyebiliceğğiniz gerçekten hoş bi film... Bikaç sahnesinde yine Ağlak bi karakter olarak benim gözlerim doldu :) Demekki ben bu filmden keyif almışım :)

Boş vaktiniz varsa ve eğlenceli bi zaman geçirmek istiyorsanız kapın sevgilinizi ve bu filmi izleyin bence.... Popcorn'u unutmayın cicilerim :) Şimdiden iyi seyirler diliyorruuum :)