İçim yangın yeri gibi… Geleni de gideni de eksik olmuyor adeta. Dostlarım var kucak dolusu ama hepsi uzakta… Sevenim var sevdiğim var cok yakın ama milyonlarca km uzaklarda…
Bir ben var içimde ondan nefret ettiğim diğer bi ben var içimde sarıp sarmaladığım başını okşayarak ağladığım çoğu zaman….
Hayallerim var bir beyin dolusu… Sonu olmayan asla gerçekleşmeyecek canımı yakan türden. Şarkılarım war ağız dolusu ama hiçbir zaman söyleyeceğim biri olmadı için sadece sessizce içimden mırıldandığım.. Umudum wardı bi ara… güvendiğim sonsuzlaştığım içimi rahatlatan… Güvenim wardı bi zamanLar insan denen iki ayaklı yaratıklara…
Önceden bir ben vardı bende ki sorma.. Hayat dolu kıpır kıpır yerinde duramayan aksi kıskanç yakışıklı değil ama sevimli bi tipleme! Körkütük aşıktı o bir zamanlar… İstanbul’a aşıktı sevdiceğine aşıktı annesine aşıktı….
Küçümencik bir çocuk vardı içinde… Zaman zaman düşer dizlerini yaralardı ama kalkardı… Erkekliğe bok sürdürmeyecek ya kendine göre…
Şimdi ise harabeden öte küllerim war artık içimde… Düşüp dizlerini yaralayan çocuk çoktan öldü… yıkık bi enkaz var sönmüş ama küllerinden için için yanan! Gözyaşları var artık! Aktığı yerleri yakan bu ara sadece içime akıttığım… Bir çok bedenim var artık bir çok ruhum.. sıkıldığımda hepsini uçurumdan atıp kurtulabileceğim türden…
Alice Harikalar Diyarında yaşadığım ruhum, Zindan Adasında yaşayan bir bedenim oldu en sonunda! Bir türlü birleşemediler… biri mutlu gbi gözükmeye çalışıyor diğeri ise şizofren bedenlerde acı çekiyor…
Anlamsızlaşıyor her şey o zaman daha da can yakıyor… akmaya devam ediyor gözyaşları içerimde… sebepsiz amaçsız şuursuzca yaşamaya devam ediliyor bir şekilde…
Ama…
Anlamıyorum…
Bilemiyorum…