21 Şubat 2011 Pazartesi

Anlamsızlıklarım...

                                                                                                                                                                                     İçim yangın yeri gibi… Geleni de gideni de eksik olmuyor adeta. Dostlarım var kucak dolusu ama hepsi uzakta… Sevenim var sevdiğim var cok yakın ama milyonlarca km uzaklarda…

        Bir ben var içimde ondan nefret ettiğim diğer bi ben var içimde sarıp sarmaladığım başını okşayarak ağladığım çoğu zaman….

          Hayallerim var bir beyin dolusu… Sonu olmayan asla gerçekleşmeyecek canımı yakan türden. Şarkılarım war ağız dolusu ama hiçbir zaman söyleyeceğim biri olmadı için sadece sessizce içimden mırıldandığım.. Umudum wardı bi ara… güvendiğim sonsuzlaştığım içimi rahatlatan… Güvenim wardı bi zamanLar insan denen iki ayaklı yaratıklara…

                     Önceden bir ben vardı bende ki sorma.. Hayat dolu kıpır kıpır yerinde duramayan aksi kıskanç yakışıklı değil ama sevimli bi tipleme! Körkütük aşıktı o bir zamanlar… İstanbul’a aşıktı sevdiceğine aşıktı annesine aşıktı….

                    Küçümencik bir çocuk vardı içinde… Zaman zaman düşer dizlerini yaralardı ama kalkardı… Erkekliğe bok sürdürmeyecek ya kendine göre…

                    Şimdi ise harabeden öte küllerim war artık içimde… Düşüp dizlerini yaralayan çocuk çoktan öldü… yıkık bi enkaz var sönmüş ama küllerinden için için yanan! Gözyaşları var artık! Aktığı yerleri yakan bu ara sadece içime akıttığım… Bir çok bedenim var artık bir çok ruhum.. sıkıldığımda hepsini uçurumdan atıp kurtulabileceğim türden…

                     Alice Harikalar Diyarında yaşadığım ruhum, Zindan Adasında yaşayan bir bedenim oldu en sonunda! Bir türlü birleşemediler… biri mutlu gbi gözükmeye çalışıyor diğeri ise şizofren bedenlerde acı çekiyor…

                  Anlamsızlaşıyor her şey o zaman daha da can yakıyor… akmaya devam ediyor gözyaşları içerimde… sebepsiz amaçsız şuursuzca yaşamaya devam ediliyor bir şekilde…

                   Ama…

                 Anlamıyorum…

                  Bilemiyorum…

                  İçimdeki yangını ne söndürebilir ki?? aşk mı yoksa başka bi beden mi? Esaret mi yoksa özgürlük mü?? Tekila mı yoksa rakı mı?? Varoluş mu yoksa yokoluş mu?? Yaşam mı yoksa ölüm mü?? Karar verebilmiş değilim....

14 Şubat 2011 Pazartesi

St Valentine's Day...

Hmmm... İnce bi kavram bugün sanırım... Ne doğum gününe benzetebiliyorum ne de yılbaşı ne de diğer özeL günlere... Kimine göre para tuzağı kimine göre gereksiz bir gün olarak gözüküyor... Bence önemli her ne kadar inkar etsem de :)

Bu gece asLında yıllar öncesinden cok güseL planlamıştım... Şık bir yemek birer kadeh şarap eşliğinde süslemekti amacım.. Ama geL gör ki kader denen illeti ağlarını örmekte gecikmiyor her zmanki gbi :) Olsun sorun değil... Alıştım ben o süprizlere... Her özel günde olduğu gbi bu gün de de yaLnız olucam... Sorun değil... Herneyse...

Bu gece çıkıp güzeL bi yerde yemeğimi yiyip şarabımı içeceğim tabiki.. Neyim eksik ki?? İçimdeki sevgili yeter bana :)

Yanlızlık zaman zaman can yaksa da güzeL bi duygu kimi zamanda... Aslolan sağlık huzur...

Bu düşünceler benim mi yoksa kendimi mi kandırıyorum henuz emin olamadım ama onları sahipleniyorum gitgide :) GüzeL olurdu tabiki Sevgilinin koynunda sabahlamak geceyi ufak bi öpücükle sonlandırmak sokakta el ele yürümek vs. Ama olmayınca da olmuyor zorlamanın bi manası yok...

Herşeye rağmen hayat güzel güneşli günler tüm hak edenleri bekler diye de tekerlememsi bi saçmalıkla sonlansın bu blog'da... ne farkeder :)

Hepinize Happy Happy Valentine's Day ve Night diliyorum sevgili arkadaşlarım... Benim yapamadıklarımı lütfen bizzat siz yapın :)

11 Şubat 2011 Cuma

Unknown Emotions...



SON DEFA
Nasılsın nasıl gitti?
Alıştın mı sen de?
Rahat mısın artık İstanbul'da?
Evlenmişsin, nasıl oldu?
Bulabildin mi sonunda?
Hep anlattığın o meşhur huzuru

İyiyim ben
Hep aynı şeyler işte
Uyku hapları
Yalan dolan gülümsemeler

İyiyim ben
Hem sen tanırsın beni
Ne yapsam ne söylesem
O geç kalmışlık hissi

Son defa görsem seni
Kaybolsam yüzünde
Son defa yenilsem sana
Hiç anlamasan da
Son defa benim olsan
Uyansam yanında.

İnan pek yeni bir şey yok.
Biraz yaşlandım tabi
Seyrekleşti biraz saçlarım

Bir bitmeyen gece bıraktın
Ve üç nokta düşürdün
Belli etmedim ben pek, tenhalaştım